Yeni Gelir Dağılımı Verisi ve Türkiye’nin Fil(imsi) Eğrileri

Bu hafta içinde TÜİK, 2017 yılı için Türkiye’deki gelir dağılımını gösteren verileri açıkladı. Verilere göre gelir eşitsizliğini yansıtan Gini katsayısı 2016’e göre 0.404’den 0.405’e çıkmış. Buna göre gelir eşitsizliği geçen yıla göre çok küçük bir artış göstermiş.

Türkiye’nin Gini katsayısı 2010’dan beridir 0.400 civarında geziniyor ve fazla değişmiyor. Fakat Gini katsayısı bütüncül bir ölçüdür, gelir dağılımının nasıl değiştiği ile ilgili bize detay vermez. Detay için bu yazıda, Türkiye’nin fil eğrilerini kullanacağız.

 

Fil eğrisi nedir?

Fil eğrisi esasen gelir dağılımı uzmanı ünlü ekonomist Branko Milanovic’in meşhur ettiği bir şey. Milanovic, Küresel Eşitsizlik kitabında dünyadaki bütün bireyleri grup halinde en fakirden en zengine sıralayarak, her gelir grubunun ortalama reel gelirinin 1988-2008 arasında nasıl değiştiğini gösteriyor. Çıkan şekil ise gerçekten aşağıdaki gibi bir fili andırıyor. Fil eğrisi denilmesinin sebebi de zaten bu! Yani geliri en çok artanlar en dünyanın zengin %1’lik kesimi ve büyük ölçüde Çin nedeniyle dünyada alt-orta gelir kuşağında bulunanlar. Geliri en az artanlarsa, Batı’nın emekçi kesimini kapsayan dünyanın üst-orta gelir grubu ve bir de Kıta Afrikası’nın en düşük gelirli insanlarını kapsayan en dünyanın fakir %5’lik kesimi.

Ekran Resmi 2018-09-22 01.55.54

Türkiye’nin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerini 2010-2017 yılı için kullanarak, %5’lik gelir gruplarındaki eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir artışını gösteren bir grafiği ben de çizdim[1]. Grafik aşağıda. Grafiğin en solunda en fakir %5’lik kesimin, en sağında ise en zengin %5’lik kesimin 2010-2017 arası ortalama gelirindeki artış yer alıyor. Eksendeki 1’den, 20’ye kadar olan sayılar ise gelirdeki değişimin ‘kaçıncı’ fakir gelir grubunda olduğunu gösteriyor. Yani 5 rakamı beşinci fakir %5’lik kesimi, 16 rakamı ise on altıncı fakir %5’lik kesimi (ya da en zengin beşinci %5’lik) kesimi ifade ediyor. Tabii grafikteki rakamlar TÜFE’den arındırılmış reel gelir artışına dayalı hesaplamalar.

2010-2017 gelir artışı-page-001

Türkiye’nin 2010-2017 için olan fil eğrisi, yerel maksimumları en zengin kesim ve en fakir ikinci kesim olduğu için biraz Milanovic’in eğrisini andırsa da, filden çok bir kaseye benziyor. 2010-2017 döneminde bütün kesimlerin geliri artmış, ama geliri en çok artan kesimler en zengin %5’lik ve en fakir %20’lik kesimler. Bu durum, aslında bir taraftan sermaye sınıfının emek sömürüsü artarken, diğer taraftan emekçi kesimlerin kendi içindeki eşitsizliğin azalmış olabileceğine işaret ediyor. Çünkü büyük ihtimalle, emekçi kesimlerin kendi içindeki eğitim eşitsizliği ve dahası nitelikli ve vasıfsız çalışanlar arasındaki gelir farkı azalıyor. Bu durum görece daha eğitimsiz kesimlerden oy alan AKP iktidarının popülaritesini arttıran bir şey tabii.

Çiftçi, kendi hesabına çalışan kentli, mavi yakalı ve beyaz yakalıları içine katabileceğimiz emekçi kesimlerin kendi içindeki gelir eşitsizliğinin azalmasının birkaç nedeni var. Birincisi, büyümenin getirdiği bir yapısal dönüşüm, bir başka değişle proleterleşme var. Köylü nüfusu gittikçe azalıyor, kayıt dışı veya kendi hesabına çalışanların yerini maaşlı çalışanlar alıyor. Bir başka deyişle eskinin köylülerinin yerini süpermarket çalışanları; simitçilerinin yerini Simit Sarayı çalışanları; işportacıların yerini mağazalardaki ‘satış sorumluları’ alıyor. Bu dönüşüm insanları daha mutlu hale getiriyor mudur tartışılır, ama genellikle işgücü piyasasını daha homojen hale getirerek gelir eşitsizliklerini kağıt üzerinde azaltıyor.

Eğriyi açıklayan ikinci faktör ise, AKP döneminde asgari ücret artışının genel olarak ortalama ücret artışının üzerinde gitmesi. Nitekim 2010-2017 arasında da asgari ücretlinin yıllık kazancındaki reel artış %36.6. Kuşkusuz bunun AKP’nin kendi seçmen kitlesini konsolide etmek açısından işlevi de var. Tabii %36.6’lık artışta, Haziran 2015 seçimleri öncesinde HDP’nin asgari ücreti 1,800 TL yapma vaadi ile başlayan partiler arası asgari ücreti yükseltme yarışının etkisi büyük oldu.

Son olarak 2010-2017 döneminde emekçi sınıflar arasındaki gelir eşitsizliğinin azalmasında, AKP’nin emek hareketleri ve sendikalar üzerinde kurduğu baskının (ertelenen grevler, politik baskılar) da etkisi var. Zira örgütlü ve sendikalı emekçiler; köylü, kayıt dışı çalışan veya örgütsüz diğer mavi yakalılara göre emekçi kesiminin daha iyi kazanan kesimini oluşturuyor (Kemal Sunal’ın şu sahnesini hatırlarsınız). Emek hareketleri üzerindeki baskı ise kuşkusuz sendikalı veya potansiyel sendikalı çalışanların gelir artışını görece aşağıda tutarak emek sömürüsünü arttırıyor.  Bu tabii aynı zamanda %5’lik kesimin gelirinin de daha hızlı artmasının bir nedeni.

 

Peki son üç yıldaki tablo nasıl?

Türkiye’nin 2014-2017 için çizdiğim fil eğrisinde ise %5’lik kesim için daha da çarpıcı bir tablo ortaya çıkıyor. Çünkü aşağıda gösterdiğimiz eğri, bu sefer filden çok bir brontozora benziyor (şöyle bir şey yani). Kafası uzun, gövdesi aşağıda.

2014-2017 gelir artışı-page-001

2014-2017 döneminde en yüksek gelir artışını %27.7 ile açık ara en zengin %5’lik kesim yaşamış. Onu takip edenler ise yine en fakir %20’lik gelir grubu. Ancak bu sefer en zengin kesim bariz bir şekilde diğerlerinden ayrışıyor. Bu ayrışmanın bir kaç nedeni olabilir. Bir kere enflasyonun 2017 yılında artışa geçmiş oluşu, reel ücret gelirlerini eritip emek sömürüsünü attırmayı kolaylaştırıcı bir faktör. İkincisi, Türkiye’de yavaş yavaş kent toplumu oturdukça, köyden-kente göç ve/veya kayıt dışından kayıtlı istihdama geçiş yavaşlıyor. Yani Türkiye’deki yapısal dönüşümün, gelir dağılımını düzeltici etkisi muhtemelen sınırlarına vardı. Nitekim 2010-2014 arası %44.7’den, %35.0’e inen kayıt dışı çalışan oranı, 2017’de ancak %34.0’a indi ve hatta 2016’den 2017’ye arttı.

Son dönemde Türkiye’de emek sömürüsü artarken, emekçi sınıflar arasındaki gelir farkının azaldığı tezimi destekleyen başka göstergeler de var. Bir sonraki veriler meslek, eğitim ve gelir türü bazlı. Devam edeceğim…

 

Not

[1] Tabii yayımlanan veriler %5’lik kesimler için olduğu için Milanovic’indeki kadar detaylı değil. %1’lik kesimleri de gösteren daha hassas bir grafik için hane halkı verisinin kendisinin üzerinde çalışmak gerekiyor.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.