Türkiye (AKP ile) sınıf atladı mı?

Cem Oyvat

Türkiye’nin AKP ile sınıf atladığı hikayesini uzun süredir izliyoruz. Hatta bu hikaye, AKP iktidarının çok sevdiği neo-Osmanlı efsanesi ile de oldukça örtüşüyor. İktidara göre, cumhuriyetin ilanından beridir uyuyan Türkiye; AKP’nin iktidar olmasıyla şaha kalkmış; kendisinden öncekilerin toplamının başardığından fazlasını başarmış; milli gelirini üçe, dörde katlayarak Osmanlı efsanesini geri getirmiş, ve neticede bir dünya devleti olma yolunda önemli bir adım atmış! Hikaye böyle…

Öncelikle şunu söyleyelim: Türkiye’de kişi başına düşen gelirin 3-4 katına çıktığı masalı bir istatistiki bir manipülasyondan kaynaklanıyor. Reel değerlere göre, Türkiye’nin kişi başına düşen gelirinin 2002-2012 yılları arasında yaklaşık % 43 arttığına geçen yazıda da değinmiştik. Türkiye’nin sınıf atlayıp atlamadığını ise çeşitli göstergelere bakarak anlayabiliriz. Dilerseniz, bu iş için önce kişi başına düşen geliri 1990-2012 yılları boyunca Dünya Kalkınma Göstergeleri veri tabanında yer alan 164 ülkeyi ele alalım, ve bu ülkeleri kişi başına düşen gelirlerine göre yıl yıl sıralayalım.

dünya büyüme -tablo1
Grafik 1: Türkiye, Çin ve Güney Kore’nin kişi başına düşen gelir yönünden 164 ülke arasındaki yeri

Continue reading Türkiye (AKP ile) sınıf atladı mı?

Yılmaz Akyüz’den Euro Bölgesi Krizi Değerlendirmeleri

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) eski başkanı Yılmaz Akyüz, Avrupa’deki bitmeyen krizi ve artan deflasyon riskini, Almanya’da bozulan gelir dağılımı ile açıklamış. Akyüz’e göre

“Önemli bir tüketim, harcama azlığı problemi Almanya’da baş gösteriyor. Şayet Almanya rotasını değiştirmezse; ücretlerini yukarı çekip iç talebini büyütmezse; Euro Bölgesi çevre ülkelerinin pozitif, sağlam bir şekilde büyüme şansları yok. Bu ülkelerin tek şansları ücretlerini azaltarak Almanya’yı takip etmeleri olabilir, ki bunu kısmen yaptılar zaten. Lakin Almanya’nın cari fazlası artık bir Euro Bölgesi problemi olmaktan çıktı ve küresel bir sorun oldu…Almanya’nın cari fazlası şu anda bütün dünyada deflasyon tehditi yaratıyor.”

http://therealnews.com/t2/index.php?option=com_content&task=view&id=31&Itemid=74&jumival=11511

Milli Gelir Safsataları

Cem Oyvat

Başbakan seçim dönemi yaklaştıkça milli gelirdeki artış meselesi yeniden gündeme getirdi. Malum yerel seçimlerin de gündemi yolsuzluk olunca, Erdoğan bu kez meseleyi yolsuzluğa bağlamış; son yaptığı konuşmalarında diyor ki:

“Kardeşlerim, bakınız göreve geldiğimizde Kasım 2002. Türkiye’nin milli geliri neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolardı. Bugün Türkiye’nin milli geliri ne biliyor musunuz? 800 milyar dolar. Osmanlı’dan, Cumhuriyet tarihi dahil, 79 sene sadece Cumhuriyet tarihinde gelinen rakam 230 milyar dolar. Biz 10 senede bunun üzerine 570 milyar dolar ilave ettik. 800 milyar dolar… Kardeşlerim yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunu yapabilir miydi? 10 sene, 10… 79 senede 230, 10 senede 570… Farkımız bu.“

erdogan-demokratiklesme-ile-kirilan-gonulleri-5395406_oÖncelikle şunu söyleyelim. Ekonomik büyümenin miktarı, yolsuzlukların gerçekliğiyle ilgili hiçbir şey kanıtlamıyor. Zira, “yolsuzlukların olduğu ülkeler büyüyemez” diye bir kaide yok. Hatta iktisat literatürü, çoğunlukla yolsuzluk ve büyüme arasında doğrusal bir ilişki gösteremiyor. Yolsuzlukların şeklinden, ülkenin yapısına kadar birçok faktör; yolsuzluk-büyüme ilişkisi üzerinde rol oynuyor (1). Kaldı ki, AKP dönemindeki yolsuzlukların bu zamana kadar ülkeyi dar boğaza sokmaması, bundan sonra da sokmayacağı anlamına gelmiyor. Zira iktidarın yargı üzerindeki artan baskısı, yolsuzlukları giderek arttıracak müşevvikler yaratıyor. Continue reading Milli Gelir Safsataları